Bizi biz yapan, bizi millet kılan milli ve manevi değerlerimizi yaşama ve yaşatma günüdür.

Bayramlar; varlık sebebimiz olan anne babamızın varsa ihtiyaçlarını giderme,  ellerini öpüp hayır dualarını alma günleridir. Hayatın yükünü birlikte omuzladığımız eşimize tatlı dil ve güler yüzümüzü; göz nuru evlatlarımıza ilgi ve şefkatimizi sunma günleridir. Allah Resûlü (s.a.s)’in, “Ey insanlar! Selâmı aranızda yayın, yemek yedirin, akrabalık bağlarınızı gözetin, insanlar uyurken namaz kılın ki selâmetle cennete giresiniz.” (2) müjdesine nail olmak için sıla-i rahme tutunduğumuz, akraba ve komşularımızı ziyaret edip hatırlarını sorduğumuz huzur ve mutluluk günleridir.

Yüce Rabbimizin,  “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.”(3) emri gereğince küsleri barıştırma , dargınların gönlünü alma, büyükleri ziyaret etme, akrabalık ve dostluk bağlarını tazeleme günüdür.  el ele, gönül gönüle verdiğimiz muhabbet günleridir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in, “Müminler, birbirini sevmede, birbirine merhamet ve şefkatte, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da bu acıyı paylaşan bir beden gibidir.” (4) hadisi gereğince birbirimize karşı şefkat ve merhamet gösterdiğimiz hoşgörü ve dayanışma günüdür.