Cân-u Gönülden Allâh’ı (c.c.) Sevmek
Sıddık Naci Eren Efendi Hz’lerinin (kS) Müslümanız Elhamdülillah Cümle Tarîk Bir Değil Mi? isimli eserinden
Muhabbet ağacının yaprağı şevk (şiddetli arzu), meyvesi aşktır. Şevk, muhabbetin neticesidir. Çünkü şevk, muhabbetten doğar. Zira şevk, gerçek sevgidir. Allah Teâlâ’yı seven, elbette O’na kavuşmayı özler. Şevkin kemâle varması, nefsi şehvetlerden kesmekle olur. O, zaman Allah, şevkle sevilir. Şevk muhabbetin cevheridir. Aşk ise, ikisinin birleşmesidir.
Şevk, sevgili anılınca, gönlün heyecanlanmasıdır. Şevk, insanın kalbinde, kandildeki fitile benzer; aşk ise onun yağı gibidir.
Özleyenin gönlü, Allah nûru ile aydınlanmıştır. Özleyiş uyanır ve harekete geçince o nûr, yerle gök arasında ışık verir.
Erenlerden Râbiatü’l-Adeviye (Allâh’ın rahmeti üzerine olsun) demiştir ki:
“-Vallahi, ben O’na, ne ateşten korktuğum için, ne de cennete girmek için ibadet ediyorum, O’na şiddetli olan şevk ve sevgiden dolayı ibadet ediyorum.”
Esâsen şevk ateşiyle yananı, cehennem ateşi nasıl yakar? Allâh’ı özleyeni herkes özler. Allâh’ı özleyen, elbette O’nun huzuruna varır.
Bir kâmile sormuşlar;
“-Allâh’ı özledin mi?” cevabı şu olmuştur.
“-Ben onu özlemiş değilim. Çünkü özleyiş, kayıp olana, görünmeyene karşı olur. Hâlbuki kayıp olan, görünürde ve O’nun huzurunda isen artık o özlenir mi? Allâh’ı özleyen, ona kalbiyle seslenir.
Ve onun sırrıyla münacaat eder (ona yalvarışta bulunur).”
Şevk ile özleyiş farkı şudur: Şevk onu görmekle durulur.
Özleyiş onu görebilmek için artar. Şevk, seçkin velilere özleyiş, seçkinlerin seçkinine mahsustur.
Allah Rasûlü’nden (s.a.v) Rivâyet Olunur ki:
“Beş şeyden evvel beş şeyi ganimet bil.
İhtiyarlık gelmezden evvel gençliğini ibadet etmekle geçir.
Hastalıktan evvel sıhhatinin kıymetini bilip amel-i sâlih işle.
Fakirliğinden evvel zenginliğinin kıymetini bilip, nafakandan fazlasını fukaraya sadaka ver.
Ölümden evvel hayatını, yani ölümden sonra faydasını göreceğin şeyleri Allah için, hayatta iken edâ eyle.
Meşguliyetten evvel boş vaktini, Allah için taat ve ibadet ile değerlendir. Çünkü kabir, ilk konaktır. Evveli ise, bu dünyada vaktini ganimet bilmektir.”
* * *
Allâh’ın Rasûlü (s.a.v.) buyuruyor:
“Ümmetim üzerine bir zaman gelecek ki, beş şeyi sevecekler ve beş şeyi unutacaklar.
Dünyayı sevecekler, âhireti unutacaklar.
Hayatı sevecekler, ölümü unutacaklar.
Köşkleri, sarayları sevecekler; kabri unutacaklar.
Malı sevecekler, hesabı vereceğini unutacaklar.
Halkı sevecekler, Hakk’ı unutacaklar.”
* * *
Allâh’ın Rasûlü (s.a.v); gülmenin istilâ ettiği bir meclise uğradı.
Onlara dedi ki:
“-Meclisinizi lezzetlerin kederleriyle karıştırdınız.” Onlar:
“-Lezzetlerin kederi nedir, yâ Rasûlullah?” diye sordular. Rasûlullah da:
“-Ölümdür.” buyurdu.