Zâhid sûret gözetme, gel içeru câna bak Çevir gönül gözünü, gel levh-i mahfûza bak Gel gir tevhid yoluna, eyle seyr-i sülûku Oku Kur’ân zikreyle, Mevlâ’nın emrine bak Mevcudâtın ilmine, gel bak bir kez ibretle Hak ilminin yanında, bir nokta imiş ancak Kulluğundan mülâzım, bu cihânın şâhları Kapusunda insanlar, kul eyleyen...
Şerîatın ahkâmı, hakîkatsız bilinmez Hakîkatın sırları, tarîkatsız bilinmez Mârifet bir güneştir, tutmuş hep kâinâtı Mârifetin sırları, evliyâsız bilinmez Terk et gönül gayriyi, Hakk’a ermek dilersen Resûl’e varmayınca, yüce Rahman bilinmez Şerîat elde mizân, çek mizânda kendini Şerîata uymadan, Fahr-i Âlem bilinmez Sıkı sarıl İslâm’a, Seyr-i sülûk...
Zikre verme gel adet, sen ölmezsin tâ ebed Gicelerde gündüzde, Allah de sen dâima Gel kalbini pâk eyle, hep cümle masivâdan Dost rızâsı ararsan, Allah de sen dâima Kalk uyan sen uykudan, vakti seher olunca Akıt gözden yaşları, Allah de sen dâima Gel nefs ile kıl cihâd, verme cihâna gönül...
Lütfet bana Allah’ım Kulluk edeyim sana İmânım yoldaş eyle Yâ Rabbena yâ Allah Geçir fâni lezzetten Kabul et huzûruna Reddeyleme duâmı Yâ Rabbena yâ Allah Ne günahım var ise Kıl mağfiret Allah’ım İhsân eyle rızânı Yâ Rabbena yâ Allah Pâk eyle şol kalbimi Hep cümle masivâdan Vahdet yolunu göster Yâ...
Allah’ım seni sevmek, ne güzeldir ne güzel Resûl’ünü bir görmek, ne güzeldir ne güzel Geldik fâni cihâna, kulluk eylemek içûn Bizlerden râzı olsan, ne güzeldir ne güzel Aşk ateşiyle pişmek, sonunda sana ermek Kalbi Beytullâh etmek, ne güzeldir ne güzel Gönlümüzü pâk etsek, her an Zikrullâh ile Olsa dâim nazargâh,...
Derviş olan kişiler, zikrederler Allah’ı Dervişlere taş atan, imân ile göçer mi? Düşme sakın gaflete, onlar Mevlâ dostları Aman sakın hor bakma, incitme dervişleri Ayrılmazlar İslâm’dan, Cenâb-ı Mustafa’dan Tâat üzre her dâimi, hor görme dervişleri Gâyeleri Rızaûllah, ne saltanat ne makâm İntikâm alır Mevlâ, incitme dervişleri Onlar Allah velisi, amelleri...
Gel gör beni aşk neyledi, aldı beni mest eyledi Yandım aşkın nârına, her cânibim zikreyledi Aşk bir bahr-ı ummândır, yoktur anın kenârı Daldım aşk deryâsına, gel gör beni aşk neyledi Kaynadı aşk çömleği, çûn oynadı nâr-ı aşk Görenler mecnûn sanır, gel gör beni aşk neyledi Tâ giceler gündüzlerde, rahat vermez...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Şol canından geçmeden, bulunmaz bâb-ı rıza Emr-i Hakk’ı tutmadan, Resûl’ü arzularsın Ko dünyâ gafletini, er “men aref” sırrına Sen nefsini bilmeden, Rabbini arzularsın Vardır yetmiş bin hicâp, Hak’la kul arasında Yedisini geçmeden, ihsânı arzularsın Şol nefs-i emmâreden, vaz...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Ko zühtünü aşka düş, hükümdâr etsin seni Pîr aşkına kulluk et, sultân eylesin seni Bülbül gibi feryâd et, sesin çıksın göklere Kokar dâim ol güller, mest eylesin hem seni Soyun şöhret libâsından, bırak âr ve nâmusu Giy melâmet hırkasını, kimseler bimez...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Bahçesinde gül olsam, kapısında kul olsam Ben ona köle olsam, rehberim mürşidime İlm-i ledün sultanı, çok yücedir makamı Gelir talip olanlar, rehberim mürşidime Erenlerin gerçeği, has bahçenin çiçeği Lütfeylemiş yüce Hak, rehberim mürşidime Ol hakikat ehlidir, böylesi ender gelir Kutbiyet...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Pişmanım günahıma, rahmeti bol padişah Tövbe tövbe Allah’ım, tövbe estağfurullah Bir kez nazar kıl bana, gönlüm olsun pür-safâ Azap etme canıma, Rabbena yâ Allah Ettim Nâsuh tövbesi, hep isyân günahıma Sensin Gafûr ve Rahim, tövbe estağfurullah Gerek günah-ı...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Geldim fâni cihâna, kulluk eylemek içûn Zâtına kul eyledi, şükür elhamdülillâh Dünyâda ve ukbâda, onu sev onu tanı İhsânı bol lütfû bol, şükür elhamdülillâh Gitmem gayrı kapılara, sen var iken Allah’ım Ancak sensin güvencim, şükür elhamdülillâh Taştı...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Mevlânın güzel adı. Siler gönülden pası Budur esmânın hası, lâ ilâhe illâllâh Gel tevhide tevhide, Hakk’ı zikret her yerde Gönüllerde dillerde, lâ ilâhe illâllâh At gönülden hevâyı, terk eyle masivâyı Her insanın necâtı, lâ ilâhe illâllâh Mü’minler...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Kim ki aşka yâr olsa, her işi âsân olur Yansa aşkın nârına, sözleri Kur’ân olur Seyr-i sülûk eyle sen, gel gir tevhid yoluna Hasta olan canlara, derdine dermân olur Söyle cân-ı gönülden, de dâim Allah Allah Et salâvat...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Uyan gafletten uyan, kalk uyan seherlerde Döküp gözden yaşları, ağla sen seherlerde Açılır bâb-ı subhân, dökülür feyz-i Rahman Vakt-i seher uyuma, kalk uyan seherlerde Hiç uyur mu sabaha, Hakk’a âşık olanlar Eyle tövbe istiğfar, kalk uyan seherlerde ...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Yâ Rabbena yâ Allah, bir kez nazar kıl bana Bende benlik kalmasın, aşkından kılma cüdâ Canları hayrân eden, nûr cemâlindir senin Mahrum eyleme beni, kabul et huzûruna Erdiler tâ menzile, hep erenler bu yolda Ol sebepten olmuşam, dâim...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Bu cihânda ben kulluk, edebildim mi yâ Rab? Resûlullâh’a ümmet, olabildim mi yâ Rab? Bir gün gelecek ecel, hazır olabildim mi? Can hûlkuma geldikte, yardım ola mı yâ Rab Cihandan ayrıldıkta, kara toprak altında Kabirdeki ahvâlim, cennet ola...
Uşşaki Meşayıhından Sıddık Naci Eren Efendi Hazretlerinin Divan’ından Gel aldanma şu cihâna, makâm-ı saltanata Fayda vermez ukbâda, kulluk eyle Allah’a Ver aşka sen kendini, duy ağlama zevkini Tâat eyle her dâimi, yalvar güzel Allah’a Bir gün gelir seferin, gel tefekkür eyle sen Hani gelüp gidenler, yalvar güzel...
Gülmüdür bülbülmüdür, zâr-ı efgân eyleyen Tenmidir yâ canmıdır, ârş-ı seyrân eyleyen İbrâhim peygamberi, attılar mancılıkla Yakamadı onu nâr, kim gülistân eyleyen Ay’ı günü yıldızları, kim döndürür ey ihvân Kim emreder niçin döner, bunca devrân eyleyen Ol zâhidin benzini, sarartıp ağlatan nedir Ârif nedir âşık kimdir, sırr-ı esrâr eyleyen Gel tanı...
İster isen Rahmân’ı, sende ara sen ânı Gayre bakma sendedir, sende iste sende bul Sen kendi mir’âtında, gel gözle sen her dâim Gayri şeyde değildir, sende iste sende bul Yaz ve kışlar sendedir, kenzi mâhfi aşikâr Ol mârifet ilmini, sende ara sende bul Ne Kudûs’te Mekke’de, ne ararsan kendinde Gayrı...
Kim ziyâret eylese, mübarek Beytullah’ı Eyler bize şefâat, kara donlu beytullah Cibril vâhiy getirdi, Mevlâ’dan İbrahim’e Bir nazargâh yaptılar, kara donlu Beytullah Enbiyâlar cümlesi, gelip gitti Mekke’ye Tavâf ettiler seni, kara donlu Beytullah Doğdu Mekke şehrinde, iki cihân serveri Mü’minlerin kıblesi, kara donlu beytullah Eyle bize şefâat, ey Rahmân’ın Kâbe’si...
Arz’da oldu ilk binâ, ol Kâbe-i Muazzam Mühendisi Cebrâil, çok şerefli ol Mekke İbrahim ve İsmail yaptılar bir Beytullâh Hakk’ın nazargâhıdır, ne güzeldir ol Mekke Peygamberler cümlesi gelip gitti Mekke’ye Beyt’i tavâf ettiler, ne şerefli ol Mekke Resûl doğduğu gice, putlar yere devrildi Kâbe secde eyledi,...
Var git sen Medine’ye, kıl ziyâret Resûl’ü Yeşil kubbe altında, yatar nûrlar içinde Fahr-i âlem Emîn’i, kim ziyâret eylerse Şefâat-ı vâcibdir, ol kıyâmet gününde Şehirlerden hep efdâl, zirâ yatar peygamber Muhâcirler ensâri, yatar nûrlar içinde Efdâl arz semâvâttan, peygamberin makâmı Ravzâ-i mutâhhâra, ne güzeldir Medine Ebâ Bekir ve Ömer, Osman...
Ey rahmeti bol pâdişah, pişmânım isyânıma Mücrimim günahkârım, affeylesen olmaz mı? Affeylemendir ancak, senin şânına lâyık Affınla şâd eylesen, lütfeylesen olmaz mı? İhsân ister bu cânım, o lütfu kereminden Sevdiğin kullarınla, cem eylesen olmaz mı? Nedir bende bu gaflet, kalbim oldu kapkara Bu zulmân-ı hevâdan, pâk eylesen olmaz mı? Ettim...
Sonraki sayfa »
Daha Fazla İçerik Yükle
Yükleniyor...