Şeyh Hasan-ı Basri hz.

Şeyh Hasan-ı Basri hz.
A+
A-

Uşşâkî Sıddîk Nâci Eren Efendi’nin eserlerinde Hasan-ı Basri hz. k.s.a.  :

 

Şeyh Hasan Basri Hazretleri (k.s.a.)


İrfan menbaı, zamanın şeyhi, İttika zümresinin piri, Evliyaullah fırkası defterinin başta gelenlerinden, Gudve-i muhakkıkin ve siracid talibin, pişve-i ehl-i velayet ve kıble-i erbab-ı hidayet Cenab-ı Şeyh Hasan Basri Radıyallahü Anh Hicretin üçüncü yılında Medine-i Münevvere’de doğmuş, Hicri birinci
asırda Basra’da yaşamıştır. Annesi Cenab-ı Peygamber Efendimizin zevcelerinden Ümmü Seleme’nin azad edilmiş kölesiydi. Babası Peygamber (a.s.) Efendimizin hizmetlilerinden Muhammed Yesari idi. Rivayete nazaran babasının nesebi Musa Rai bin Üveys-El Karani’ye ulaşır. Künyesi: Ebu Muhammed ve Ebu Said’dir. Cenab-ı Şeyh Hasan Basri zahiri ve batıni bütün
ilimleri bilen kadriali bir zat-ı muhteremdir. Tabiıynı sahabe-i
güzindvanullahi teala aleyhim ecmain hazeratının büyüklerindendir.
Ashab ve tabiınden, yedisi Bedir gazası mücahitlerinden olan yüz otuz muhterem zatla görüşmüştür.
Sofilik hırkasını Hazret-i imam Ali Bin Ebu Talib’in elinden giymiştir. Keramet ve faziletleri pek çoktur. Cenab-ı Şeyh Hazretleri faidesiz hiçbir kelam söylemeyip sözleri hep va’z-u nasihatla dolu olurdu. Hazret-i Peygamberin sünnetleri gereğince harekat eder ve onlara muhalif bir hareketde bulunmamağa gayret ve son derece dikkat ederdi. Kalbine Allah tarafından öyle bir sevgi işlenmiş, öyle bir muhabbet yerleşmiş ve o derece
güzel huy ihsan kılınmış ki, halk kendisini son derece sever ve
bağlanırdı. Hatta fisk-u fücur ehli ve filem-i ahireti unutmuş kimseler bile bir kere yüce meclislerinde bulunsalar huzurlunnda tevbe ederlerdi. Şeyh Hasan Basri süt emme çağında küçücük bir çocuk iken annesi görmek için bir gün onu seyyidesi Cenab-ı Peygamber Efendimizin zevcesi Ümmü Seleme’ye bırakmıştı. Ağladığı zaman Ümmü Seleme onu avutmak ve doyurmak için
göğsünü açıp kendi memesinden emzirmiş ve onun hakkında:
-Ya Rabbi sen bu çocuğu aleme imam ve beni ademe mukteda kıl. Halk ona uysun, onun gittiği Hak yolunu tutsun. diye dua etmiştir.

Peygamber Efendimiz bir gün hane-i saadetlerine teşrif buyurduklarında Hasan’ı kucağına almış, dizine oturtmuş ve hakkında hayır duada bulunmuştur. O dua berakatından zahiri ve batıni bütün ilimler kendisinde tecelli etmiştir. Hulasa-i kelam Cenab-ı Şeyh Hasan Basri Hazretleri (Zikre anahtar olank imseler şu kimselerdir ki, görüldükleri vakit Allah (c.c.) hazretleri hatırlanır buyurulmuştur) rivayetinin sırrına mazhar olmuştur.

Hasan Basrinin yüzü son derece temiz. güzel ve nurlu endamının tenasübü son derece yerinde idi. Doğduğu zaman babası onu Hazret-i Ömerül Faruk Radıyallahü Teala Anh·ın huzuru alilerine götürmüş. Cenab-ı Hazret-i Faruk: çocuk Hasan
Basri’nin
yüzüne bakıp; (Semmiihü hasenen feinnehü hasenül vechi) yani. bu çocuğun yüzü güzeldir. Siz de onu Hasan ismiyle tesmiye ediniz. demişlerdir.  (1)

Uşşâkî Sıddîk Nâci Eren Efendi’nin eserlerinde Hasanı Basri hz. k.s.a..’yi aktarmaya çalıştık .

 

Kaynaklar :

1- Yüce Veliler ve Anadolu Evliyaları s.69-70

Kitap temini : Şelale Yayıncılık  / 0 216 420 9581

not1  : Hasan-ı Basri hz.  hem halveti hem de kadiri seceresinde hz. Ali (k.v.) efendimizden sonraki zattır.

not2 : Hasan-ı Basri hz.nin Irak/ Basra’daki kabri şerifinin videosu :