Resûl-i Ekrem’in mirac dönüşü hediyesi
Resûl-i Ekrem’in anlattığına göre, Mîrac Gecesi yere dönmek istediğinde:
“-Yâ Rab! Yolculuğundan dönen herkes, dostlarına bir arma-ğan ve hediye götürür. Senin mânevî huzurundan, senin kullarına ve benim ümmetime dönerken hediyem ne olacaktır?” diye sordum.
Allah Teâlâ:
“-Ümmetin hayatta oldukları sürece, ben onları korurum. Öldükleri vakit ise, müjdem onlarla beraberdir. Mezara kondukların-da mezarlarını genişletirim. Mahşerde de rahmetim onlaradır. İşte bu müjdeyi onlara götürürsün.” buyurdu.
Nakledildiğine göre, Allah Teâlâ:
“Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemin: Biz seni âlemle re ancak rahmet olarak gönderdik.” (el-Enbiyâ Sûresi, 107) buyurarak âlemlere rahmet olarak gönderdiği peygamberini dünyaya indirme yi murad ettiği vakit, ona Refref’i verdi.
Cebrail ve Mikâil Aleyhi messelâm- Resûl-i Ekremi karşıladı ve Mîracını tebrik ettiler; “Mira-cın mübârek olsun!” dediler ve ne hediye ile döndüğünü sordular.
Resûl-i Ekrem de:
“Altı hediye ile dönüyorum: Onlardan biri, ümmetim bir kişiyi sevip ona ihsan etmek isterlerse, sevilmeye lâyık olan ancak Allah Teâlâ’dır. Allâh’ı sevsin, başkasını sevmesinler.
İkincisi; yine Allah Teâlâ buyurur ki, «Korkulacak yalnız benim, başkası değildir.»
Üçüncüsü; en cömert olanı benim, bir kişiden bir şey umup isteyecekleri zaman ondan değil, benden istesinler.
Dördüncüsü; kendilerine eziyet eder diye, bir kişiden utanıp çekinirlerse, iyi bilsinler ki, ben o kişiden utanıp çekinmeye daha lâyıkım, benden utansınlar.
Beşincisi de; zenginliğinden dolayı bir adama hizmet etmek isterlerse iyi bilsinler ki, ben onlardan daha zenginim, bana hizmet etsinler ki, istediklerini vereyim.
Altıncısı şudur ki; verdiği sözde durduğu için bir adama güveniyorsanız, iyi biliniz ki, sözünde en çok duran benim, bunun için bana güvenin. İşte hediyeler bunlardır.” buyurdu.